Transfagarasan & Transalpina 2013
Iki kafadar, iki gun, bir turuncu kurabiye canavari ve viraj. Cok sayida viraj!Arkamizdan atli kovaliyormus gibi yaptigimiz Romanya'nin iki unlu yolunun az yazili, bol fotolu hikayesi burada. Buyrun!
"Cavusesku Aptalligi" olarak da bilinen, Romanya'nin en yuksen ikinci yolunu, Nikolay Cavusesku'nun, en yuksek yol olan Transalpina'ya (Almanlar tarafindan yapilmistir) nispet olarak yaptirdigi soylenir. "Aptallik" denmesinin sebebi, nispet olarak yapildigi yoldan daha yuksek olmayisi olabilir belki, bilemiyorum. Ancak asil sebep Sovyetlerin Cekoslovakya'yi isgali sirasinda panikleyen Cavusesku'nun bir onlem olarak, daglara kolay giris icin askeri amacli olarak bu yolu yaptirirken, finansal olarak ulkenin sarsilmasi, 40 tan fazla askerin insaat sirasinda olmesi ve sadece kuzey yuzunde 6 milyon kilo dinamit kullanilmis olmasiymis.
"Drumul national 7C", DN7C kodlu yol guneyden kuzeye Fagaras daglari uzerinden gecer ve Pitesti ile Sibiu kentlerini birbirine baglar. Kislari kar nedeniyle kapalidir. Curtea De Arges'teki su giris tabelasinda "DESCHIS" yani "acik" yazisini gormediginiz surece devam etmenizin anlami yok.
Asagidaki fotografta Transfagarasan kuzey yuzu yukaridan kismen goruluyor.
Gecisin en yuksek noktasi 2034 m'ye ulasiyor ve bol sayida hairpin, S virajlar ve keskin inisler iceriyor. Yol uzerinde 5 tane de tunel var, temel amacinin kisin akan ciglara karsi koruma oldugunu saniyorum.
Transalpina, Transfagarasan'in daha batisinda, guney Karpatlar'daki Parang silsilesi uzerinde yer aliyor. Kral 2. Carol tarafindan yaptirilmis ancak 2. Dunya Savasi sirasinda Almanlar tarafindan modernize edilmis.
DN67C, 2.145 m ye kadar cikiyor ve toplamda 148 km uzunlukta.
Bu hafif genel kultur girizgahindan sonra, artik ufaktan baslayalim.
Ilk is K60 lardan, Conti Trail Attack'lara gecis.
Haziriz...
Birinci gun, Kayseri-Edirne 1015 km...
Ikinci gun, Edirne-Bukres, yaklasik 450 km..
Bulgaristan'a Hamzabeyli den giriyoruz. Asiri sicak var...
Ruse (Ruscuk) den Romanya'ya girerken Tuna uzerinde bu kopru var. Kopru gecis ucreti icin kuyruk olusabiliyor ancak motosikletler ucretsiz. Giderseniz kuyrugu beklemeyin, basin gecin.
Bukres'e is amacli gelmis olan, Kayseri'den arkadaslarimiz Sibel ve Umut ile bulusuyor, otele yerlesiyor ve aksami Bukres merkezde geciriyoruz.
Yemek yedigimiz bu han, zamaninda zengin bir Yahudininmis. Simdi icerideki restoranin isletmecisi Turk.
Ertesi sabah, bir de kirmizi Dacia kiralayip, Transfagarasan yoluna dusuyoruz. Bu etapta dostlarimizla birlikteyiz.
Bukres'ten Pitesti'ye otobandan gazliyorsunuz. Daha sonra Curtea De Arges ve iste Transfagarasan baslangicindasiniz!
Vidraru Baraji
Vidraru'dan sonra yogun sayilabilecek bir yagmur basliyor. Asfalt lastiklerini iyi ki takmisim.
Bir sure sonra yagis etkisini yitiriyor ancak asfalt yine de islak ve kaygan.
Her yer motor dolu tahmin edebileceginiz gibi.
Transfagarasan ve Transalpina'nin alt-ormanlik bolumleri Balkanlarda hemen her yerde bolca rastlayacaginiz turden kivrimli ve yesil. Bana daha once surdugum yerleri animsatiyor. Bu bolumlerde pek bir ayricalik yok anlayacaginiz.
Ama burdan sonrasi gercekten farkli iste.
Selale onunde bir ani fotografi cektirelim dedik ama makineyi eline verdigimiz teyze az daha trafik canavarina kurban gidiyordu. Yuzumuzdeki ifadeler guzel bir ani oldu ama
Derken Transfagarasan'in en yuksek noktasina bir buzul golu olan Balea Lac'a ulasiyoruz.
Tepeden bakinca tum kuzey yuzu gorunur hale geliyor.
Sonra o gordugunuz fotoggraftan asagi dogru vinvinvinvin...
Bizimkiler ivir zivir islerle ugrasirken ben zamani degerlendiriyor; ve ormana kadar ki bolumu iniyor, cikiyor ve tekrar iniyorum.
Kameranin pilinin bittigi su bolumden sonra, oldukca sert kivrimli orman ici bolumde arkama iki tane Z750 takiliyor. Biraz kastiktan sonra yol veriyor, sonra peslerine takiliyorum. Uzayip gidiyorlar tabi. Dacia'nin icinden durumu izleyen esim " Heh he, yediler seni!" kabilinden birseyler soyleyince, "Bak, benim motorum onlarinkinden agir ve uzun, arka teker capim onlarin onden buyuk, ustelik yukluyum ve amortisorlerim senin konforun icin yumusacik. Hem erkeklerse gelsinler de stabilize de gorelim " gibi ezik soylemlerde bulunuyorum ve heriflerin benden coook daha iyi olduklarini soylemeyi unutuyorum.
Hakkaten sanki pistteymis gibi yerlerde viraj donuyorlardi koftehorlar.
Sibiu.
Transilvanya'nin ve Transilvanya Saxonlari'nin merkezi, Romanya'nin en buyuk kultur noktalarindan biri. Bolgede cok onceleri Almanlar yerlesikmis, daha sonralari burasi kabaca Avusturya-Macaristan Imparatorlugu'nun onemli bir kentiymis. Almanlarin "Hermannstadt' dedikleri Sibiu'da bu ismi her yerde gorebilirsiniz. Zaten sehirde ve hatta Romanya'nin bizim gezdigimiz hemen her yerinde Almanca, Ingilizce'den daha cok isimizi gordu.
Sibiu 2007 yilinda Luxemburg'la birlikte Avrupa kultur baskentligini ustlenmis. Sehrin ozellikle eski kismi gercekten gorulmeye deger. Mediaval sokaklarda yururken, ilginc bir duygu butuyor insani. Cevredeki gunumuze ait, obje, yazi ve araclar olmasa kendinizi ciddi anlamda orta cagda hissedebilirsiniz.
hemen tum katli binalarda bir Alman yapi gelenegi olan su ozelligi gorebilirsiniz: Her kattaki pencere tarzi farklidir. Bkz. sari bina.
Lesser Meydani.
City Hall.
Sibiu Evanjelik Kilisesi
Kesinlikle gorulmeye deger bir sehir. Yolunuz duserse es gecmeyin.
Kask kamerasinda da birkac fotograf varmis, ekleyeyim.
Eski sehirdeki bu evlerin hemen tamaminin alti, buyuk kapilardan girilen avlulardan olusuyor ve garaj olarak kullaniliyor. Bu kullanim burada cok kaniksandigi icin, pekcogunun onunde "garaj" ibaresi yok. Motosiklet ya da aracinizi parkederken bunu unutmayin.
Uzun bir kahvalti ardindan arkadaslarimizdan Sibiu'da ayriliyoruz. Onlar Brasov tarafina gidiyor biz Transalpina'ya sardiriyoruz.
Sehir trafiginden sonra ihtiyac molasi verip, kulaklik vesair herseyi tamamliyor ve virajlarda gaz acmaya basliyoruz.
,
Kesinlikle harika bir yol. Yolseverlere tereddutsuz tavsiye ederim.
Devam ediyor ve ayni gun Bulgaristan'a girip Vidin sehrine variyoruz.
Vidin'de bir arkadasimizin Tuna Nehri'ne sifir, yeni restore edilmis evinde kaliyor, hep birlikte harika bir aksam geciriyoruz.
Ertesi hemen yakinimizdaki Vidin Kalesi ne soyle bir bakiyor ve devam ediyoruz.
Harika yollardan gecerek Belogradchik'e geliyoruz. Bu bolumda yollar Transalpina'nin asfaltini aratmiyor.
,
Trail Attack toprak testi
Vratza uzerinden gidecegiz ve esimin sorusu uzerine "Dag yollarindan gidelim tabi ki! " diyorum.
Once boyle basliyoruz...
Ama feci tasli, igrenc bolumlarden gectikten sonra kendimizi daglarin tepesinde, terkedilmis soyle bir yolda buluyoruz.
Neyse, sonunda Vratza'ya tepeden inecegimiz kavsaga ulasiyoruz.
Bulgaristan'in en unlu kaya tirmanis mekani asagida kadraja girdi iste.
Daha evvel tirmanis icin geldigimiz bu yere bu kez de motosikletle gelmek keyifli oluyor. Dom na Alpinista'da ogle yemegi yiyoruz.
Daha sonra devam edip Lakatnik uzerinden Sofya'ya ulasiyoruz ve bu seyahat bu sekilde sonlaniyor.
Insan motor uzerinde farkli cografyalardayken, aslinda o kadar cok ve degisik detay goruyor ki... O esnada bunlarin hepsini sevdiklerinizle veya ortak ilgiye sahip insanlarla paylasmak istiyorsunuz ama sartlar cogu zaman buna izin vermiyor.
Ben toplumumuzdaki genel temayulun aksine, dusunulen, yapilan veya gorulen hemen her seyin, tecrubenin, yaziyla, filmle veya su an dusunemeyecegim baska yollarla bir sekilde kayit altina alinmasi gerektigine inananlardanim. Insanlik bugunlerine bu sekilde geldi, biz bu rotalari daha evvel gidip yazanlardan duyduk, dolayisiyla yazip paylasmak da boynumuzun borcu oldu.
Hizli bir tur ve sipsak fotograflardan olusan bir rapor oldu ama sanirim yeterince bilgi ve fikir vermistir. Surc-u lisan ettiysem affola.
Sevgiler, selamlar!
2 yorum:
Nurettin Bey merhabalar,
çok güzel ve açıklaıyıcı yazmışsınız. Henüz yeni motosiklet kullanmaya başladığımdan (2 yıl) ilgili güzergah hakkında detaylı bilgi araştırdım durdum. Fakat rotamı tamamladıktan sonra denk geldim ve okuduğumda da emeğimiz ve aktarımlarınız için teşekkür etmek istedim. Meğerse motosiklet kullanmak evinizden Caddebostan'a yoğun trafikte aralardan kaçıp, çay içmekten ibaret değilmiş :)
Neşeniz daim olsun.
Sağlıcakla kalın.
Tayfun Tektaş
Tesekkurler Tayfun, begendiginize sevindim.
Yolunuz acik olsun!
Yorum Gönder