19 Ocak 2009 Pazartesi

Alpinist kapanıyor...


Dağcılık-Tırmanış dergilerinin tartışmasız en iyisi, her sayısı bir kilometre taşı olan Alpinist finansal çıkmaz yüzünden kapanıyor.

Önceliği her zaman içerik olan, amacı sektörel tüccarları memnun etmek değil, okuyucuyu doyurmak ve iyi işleri desteklemek olan dergi, bu haliyle ve maalesef daha fazla dayanamadı.

Bende sadece, hasbelkader elime geçmiş 2 sayısı olan Alpinist, farkını ve güzelliğini bana da hissettirmişti. Bu 2 sayıyı gerçekten birer başyapıtmışçasına farklı bir yerde tutuyorum.

Bizim biricik dergimiz Takoz'un da çektiği sıkıntıları düşününce insan daha çok üzülüyor.

İnternet güzel şey ve fakat iflahını kesiyor bu dergilerin :(

www.alpinist.com

17 Ocak 2009 Cumartesi

Dunyanin en uzun Tyrolean Travers'i


Bir grup çılgın Bulgar, dünyanın en uzun Tyrolean Traversi'ni gerçekleştirmek üzere 2008 yılı Eylül ayında bir araya gelirler. Hedef, Rila Daglari'ndaki iki buyuk tepe olan Maljovica ve Orlovec zirvelerini birleştirmektir.

1800 metrelik iki statik ipi, bu zirveler arasında taşımak ve germek, ekibin toplamda bir ayini alir. Gecerli rekor 900 metre civarlarindayken, Guinnes'e girmek icin yapilan bu girisim oldukça titiz bir çalışma gerektirmektedir. Dağcı, tırmanıcı ve fizikçilerden oluşan ekip, bütün hazırlıklarını yapar ve geçiş bir öğleden sonra saat 14:00'de başlar.

Ancak yapılan hesaplar gerilen bu iki ipin rüzgar nedeniyle birbirine dolaşmasını engelleyemez. Ve daha önce benzer tecrübeleri olan esas oğlanın traversi bitirmesi saat 21:00'i bulur. Karaya ayak bastığında rüzgar nedeniyle hipotermi eşiğinde ve emniyet kemerinin bacaklarına oturması yüzünden yürüyemez durumdadır.

Guinnes yetkilisi de geçişi baştan başa izler ve kaydeder.

Arkadaşım Svetlio, bu hikayeyi bana fotoğraflar ile anlattı ve videosunu birlikte izledik. İsimleri, yükseklikleri ve mesafeleri tam net hatırlayamadığım için üzgünüm ama Guinnes tarafından onaylanırsa zaten herşey tescillenmiş olacak.

Bununla beraber bazı noktaların kabul edilip edilmeyeceğini de bilemiyorlar. Bu aylarda Guinnes'in kararı belli olacak ancak Guinnes geçişin alçaktan yükseğe doğru ve yardımsız yapılması gerektiğini söylüyormuş. Ancak bu geçiş yüksekten alçağa doğru yapıldığı ve dolaşan ip yüzünden yardım verildiği için kabul olmama riski var.

Gerçekten büyük emek vermişler ve risk almışlar. Umarim Guinnes bu girişimi tanır ve amaçlarına ulaşmış olurlar.
(Örnek foto temsilidir, bu faaliyete ait değildir.)

10 Ocak 2009 Cumartesi

TARIH AFFETMEYECEK!


Iran'li dostlarimiz Demirkazik Kuzey Duvari'nda yeni rota acmak icin gelmisler.

Ya 3 ip boyu tatmin olmalarina yetmis ya da buzukleri 3. ipin sonunda patlamis olacak ki, geri donmusler.

5.11c/A3 !

Vay be! Ne etkileyici!

Ben simdi buna ne diyeyim, ne yazayim Allah askina? Bu duruma yorum getirecek kisi, durusu basindan beri belli ve hic degismemis biri olarak kesinlikle ben degilim. Ama dayanamiyorum...

Bu boktan isleri savunanlarin birsuru bahanesi var elbette...

En onemlisi de stil ve guvenilir eller!

Tecavuzun stili olur mu yahu?
Olursa da ancak tecavuz eden icin olur, tecavuze ugrayan icin degil!

Zavalli Demirkazik nerden bilecek sizin boltlari asagidan yukari giderken caktiginizi! Hem bu onemli mi ki onun icin bakalim!

5.11c/A3!... Yuzuncu metrede zort!

Allahim sen sabir ver yarabbim! Yaptiklari ya da yapamadiklari is igrenc ama bu ayri bir konu aslinda.

Onemli olan bu ise on ayak olanlarin yarattigi bu sonuctur! Ve bunun olacagi belliydi, herkes bunu soyledi!

Surec basladi iste, yaziklar olsun!

Aladaglar!

Hala temiz, hala bakir, hala dunya mirasi! Guzel, cekici, odakta!

Ve siz bu mirasin yipratilmasinda payi olanlar, unutmayin!

TARIH SIZI ASLA AFFETMEYECEK!

Kuru Aletleme :)


Sofya'daki son gunumuzde, Ulusal Spor Akademisi'nin yeni yapilan duvarinda duzenlenen Dry Tooling yarismasina gittik. Bu gayri resmi yarismaya cesitli sebeplerle katilim cok fazla olamamisti ama duvarin kendisi gercekten bir harikaydi. Kocaman bir salona kurulmus bu bouldering ve tirmanis duvarlari "tirmanis canavari yetistirme merkezi" olarak adlandirmayi uygun gorduk :P

Bu arada Bulgarlarin bir "Dry Tooling Milli Takimi" oldugunu ve bu takimin dunya klasmaninda 5. sirada oldugunu ogrenmekte beni epey sasirtti.

Bulgarlar tirmanista genel olarak oldukca iyiler. Bizim Serkan Ercan'in da Bulgaristan'da epey bir mesaisi oldugunu, kendini burada cok gelistirdigini duymustum.

Bununla beraber, bol spor tirmanisin getirdigi kirlilikte burada ziyadesiyle mevcut hani.
Burdan bir arkadasimiz beni bir tirmaniciyla tanistirmak istedigini soyleyerek bizi yemege davet etti. 2007'de El Capitan'a yaptiklari tirmanisin videosunu birlikte izleyip, hos bir aksam gecirdigimiz Miso ile konustugumuzda, catlak hatlarini bile boltlayan okuzler oldugunu ogrendim. Belki Miso'da bu aymazligin farkina Yosemite'ye gittiginde varmistir, bilemiyorum.

Biz de biraz Aladaglar'dan ve Hisarcik'tan konustuk. Fotograflari gorunce Hisarcik' a hasta oldu ve catlaksiz yuzeylerde tutamak olup olmadigini, yani boltlamaya uygun olup olmadigini sordu.

Gerekeni soyledim ve sukur ki gecenin sonu gelmisti.

Ama korkarim, benim gordugum ve hissettigim odur ki, eger bu bolt kullanimi ve kontrolu bir otorite altina alinamazsa, daglarimizin yerli-yabanci kisisel emel ve hirslara kurban olusunu izlemek zorunda kalacagiz.

Belki daha da kotusu, bunu tirmanis camiasi icin yaptiklarini soyleyen bu acgozlu yalancilara inaniyor gibi yapmak zorunda kalacagiz.

Boyana Buz Selalesi, Sofya


Ve nihayet, hayatimda ilk kez gercek bir buz selalesi tirmandim :)

Daha once Kaldi' da ve bir kac baska yerde birkac hamlelik verglas (yuzey buzu) gecisleri yapmistim ama ancak bu seferki gercek bir buz selalesi idi!

Birkac gun once, donup donmadigini gormek icin buraya yurumus ve bu selaleyi sevincle donmus olarak bulmustuk. Yer yer 35 metreye ulasan bu harika sey bizim Bulgar elemanlar icin cok da etkileyici degildi. Cunku yaklasik iki ip boyu giden cok daha buyuk bir buz selalesinden bahsediyorlardi. Artik bu sene ona vaktimiz kalmadi maalesef.

Eksik malzemelerimizi sagdan soldan bulusturarak -ki benim hicbir seyim yoktu :)- sabah yola dustuk. Bu kez gecen sefer yukari yurudugumuz patika yerine, benim onerimle arabayla Vitosha Dagi'nin uzerindeki bir dagevi bolgesine geldik ve patikadan asagi dogru yuruduk. Mevcut bolt ve sikkelerle istasyonu kurup asagi inerken ozellikle ortadaki yatay bolumde buzun oldukca ince oldugunu gorduk ve buranin cokme tehlikesini hissettik.

"Pekala, ilk kim gidiyor?" diye sordum. Galin;
"Sen misafirsin, once sen!" dedi gulerek/tirsarak :)
"I appreciate your hospitality" dedim yani "Misafirperverliginizi takdir ediyorum" gibi bisey...
Bizi pek iyi anlayamayan Filipa'nin, "hospitality' kelimesine yorumu bizi epey guldurdu;

"Don't worry, it's not that dangerous, you will not go to the hospital" :))))

Gercek buz tirmanisi cok harika bir deneyimdi dogrusu. Bunca dag, akarsu ve soguga sahip oldugumuz hale boyle buz selaleleri bulamayisimiz buyuk kayip maalesef. Dogu Anadolu'da birkac tane oldugunu biliyorum. Hatta Tunc ile de bir keresinde canli olarak gorup tekrar gelme hayali kurmustuk ama zamansizlik ve yol isleri gercekten cok zorlastiriyor.

Ogleden sonra cok agir bir kar yagisi basladi ama pek de dert etmiyorduk. Hele ben, oyle bir keyifle tirmaniyorum ki, arabanin lastikleri yazlikmis, yollar karla kapaniyomus! hic umurumda degildi. Her zamanki gibi en zon tirmanip tum malzemeyi temizleme isi yine bana kalmisti ama bu sefer gercekten cok memnun sekilde, elimdeki harika buz aletlerini tadina vararak, bu kez negatif kaya yuzeylerini de kullanarak, harbi dry tooling hesabi son tirmanisi yapiyorum.

Enfes!

Ve sonuc kara saplanmis koca bir Peugeot 406 SW ve yazlik lastiklerle dagdan inis....

Fotograflar burada...

5 Ocak 2009 Pazartesi

The Dome


Bu duvar, Sofya Universitesi Rektorluk!!! binasinin dort kosesinde bulunan 4 kubbeden birinin icine insaa edilmis. Bildiginiz, su oksitlenince yesile donup harika bir goruntu veren bakir kubbelerden iste..

Calisma saati olarak ya sabah 07:30-10:00 arasi gidebilir ya da aksam 17:00-21:00 arasi takilabilirsiniz. Gun ici, tirmanisi 'ders olarak alan' univerite ogrencilerine ait. Bu tarz duvarlara sahip her sehirde gorebileceginiz gibi tirmanicilar bir nevi android.

Dogrusu, ne bu plastik savascilarinin muthis performans gosterileri ne de salonun guzelligi degildi beni etkileyen. Ama sabahin o erken saatinde, islerine gitmeden evvel buraya gelip tirmanma azmini gosteren bu gencler cok hosuma gitti dogrusu. Yedi milyonluk Bulgaristan' da dagcilik ve tirmanis muthis sekilde kitlelere yayilmis. Kimi insanlar sadece bu salonda takilmaktan ibaret bile olsa tirmaniyor, hem de cok cok iyi tirmaniyor.

Benim de agzim, antrenmansizligin otesine gecmis, artik gucten dusmus ve agirlasmis vucudumla dotume dondu epey ama pek renk vermemeye calistim. Iyi kotu beni taniyan arkadaslarin gaziyla, tesadufen olusmus bir catlak rotasinda da, yeni yasaklar ;) ekleyerek, ellerimin sirtini biraz yuzdurmek pahasina yerel genclere, biz alpin irk Turklerin de neler yapabilecegine birkac ornek verdim. Ama bazi yerellerin guc ve dayanikliliklari gorulmeye degerdi dogrusu.

Neyse, eninde sonunda bir yapay duvar bu. Ne kadar kassam da yazacak cok bisey bulamiyorum hakkinda. Hangi yapay duvar, gercek bir kayaya dokunmak ve disarda olmak gibi hissettirebilir ki?

Bu konuda hemfikir oldugumuz birkac cok degerli arkadasimla konustugumuz gibi;

Eger tirmanis sadece boyle birsey olsaydi, muhtemelen tirmanmaz, gider daha heyecanli buldugum bir spor yapar, mesela golf falan oynardim!!!

3 Ocak 2009 Cumartesi

Kesif


Evet, bu tabii ki bizim kesfimiz degil ama Vitosha daginda cekilmis bu fotograf, sandiginiz sey :)

Orman icinde iki saatlik yuruyusle ulastik donup donmadigini gormek icin. Ardindan da 45 dakikalik bir yuruyusle dagin ust kisimlarindaki bir dagevine geldik. Baska bir yonden otomobille de ulasilabilen bu dag evi, hic alisik olmadigimiz konforlari sunmaktaydi bize. Oldukca ucuz fiyatlara corba, izgara cesitleri, bira vs bulabileceginiz bu dagevi ari kovani gibi kalabalikti dogrusu.

Tadini cikardik. Tavuk corbasi, lahana salatasi, bira ve 'kacamak' denilen misir puresini mideye indirdik ama benim aklim daha once hic tirmanma sansi bulamadigim bu gercek buz selalesini denemekte kalmisti.

Buz aleti bulabilirsek eger, onumuzdeki gunlerde tekrar gidecegiz umarim.

Campus Cat


Arkadaslarimiz Galin ve Filipa'nin Siyam kedisi Felix, campuste eksin halindeyken :)

2 Ocak 2009 Cuma

гаэ


Yilbasi gecesi icin Bulgaristan-Sirbistan sinirindaki Rui Dagi'na gittik. Bulgaristan' da mesafeler kisa ve heryere cabucak ulasilabiliyor. Yaklasik 1300 m yukseklikteki dagevinde, Sofya Universitesi Kurtarma Kolu uyelerinden yaklasik 30 kisi ile birlikte harika bir gece gecirdik. Saatler geceyarisini gosterdiginde arkadaslarimizin giristigi havai fisek gosterisi ve gurultusu nedeniyle once orman tutusacak, sonra da Sirp askerleri gelip bizi oyacak diye korktum dogrusu.

Cok sukur ikisi de olmadi.

Kisa bir sure icin de olsa, dunyanin uzaydan gorundugu gibi oldugunu sandim. Yani sinirlar ve siniflandirmalar olmadan.

Neyse...

Rui Dagi'na ulasmak icin geldigimiz yer olan Tran'dan bizi alacak kamyonu gordugumde oldukca sasirdim ve etkilendim. Kendimi bir an icin Bulgaristan'da degil, Pamirler'de hissettim. Yaklasik 1,5 saatlik yolculugu yapacagimiz kamyon 1965 model safkan bir GAZ'di. (Gorkovsky Avtomobilny Zavod).

4 ceker bu antik kamyonun marifetlerine sahit olmak harika bir deneyimdi dogrusu. Gectigimiz yol karli ve yer yer oldukca camurluydu. Her vites degisiminde acayip sesler cikaran, sanzimani birakacakmis gibi dusunduren bu alet yol boyu bana misin demeden devam etti. Sadece cok ciddi sekilde dik bir rampaya geldigimizde arac durdu ve sofor inip arkaya geldi ve bize; "Merak etmeyin inmeye gerek yok, sadece tutunun" dedi.

Aracin arkasi branali oldugu icin bizi bekleyen egimi goremiyordum ama arac cilginca homudanmaya ve biz egsoz gazina bulanmaya basladikca "roller coaster" in yerde gideninde oldugumuzu anladim.

Bozuk ergonomisi nedeniyle sofor kabinine bile binmenin teknik gerektirdigi bu arac belki de bu sebeplerle bu kadar guclu ve basarili olmus.

Rus makinalari icin, "her onarim ardindan biraz parca artar ama makina yurumeye devam eder" derler. Gecen kirk kusur yildir artan parcalar ne durumda bilemiyorum ama bu alet harika sekilde islemeye devam ediyor.