14 Kasım 2008 Cuma

Ehem..Dağcılığımız gelişsin diye buralara rota açıyoz işte...

Conquistadors of the Useless...

Lionel Terray'in dağcılık anılarını anlattığı bu kitap, ismiyle, aslında normal hayattaki insanların anlamadığı fetihler ve ilk çıkışlara dem vuruyor. Yani birileri dağlarda veya kayalarda, tırmanan insanlar dışında hiçkimseye birşey ifade etmeyen işler yapıyor, bu yolda hayatlarını ortaya koyabiliyor. Yani "işe yaramaz'ı fethediyor".

Bundan 50, 60 yıl öncesinden bahseden kitap, yapılan işlerin dağcılık camiası dışında kimseye birşey ifade etmediğine işaret bir isim bulmuş kendine.

İster istemez günümüze ve ülkemize döndüğümüzde ise çarpıcı bir fark görüyorum!
Bu cümle yüzünden düşünmeyin ki, tırmanış adına yapılan işler yurdumda bir anlam ifade ediyor... Benim söylemek istediğim, bunun daha da ilerlemiş hali.

Yani, Türkiye'de tırmanış ve dağcılık adına yapılan pekçok (ve nadir) iyi ve kaliteli iş, dağcılık ve tırmanış camiasının kendisi için bile bir şey ifade etmiyor.

Cahil camia, balık hafızasıyla herseyi unutmaya öylesine hazır ki... Önemli isim ve tırmanış olarak hangi örneği vereceğimi şaşırıyorum ve bir örnek verirken bir başkasına haksızlık edeceğimi düşünüyorum.

Tabii ki eninde sonunda herkes kendisi için tırmanır.

Hiç kimse bir başkası için, Türk tırmanışını biryerlere getirmek, dağcılığımız geliştirmek vb. salakça sebeplerle dağa tırmanmaz veya yeni rota açmaz.

Ancak yapılan bütün işleri sahiplenmek, hakkını teslim etmek ve bunun farkında olmak tırmanış ve dağcılığımızı geliştirir.

Bunun yolu da okumak, yazmak, paylaşmak, arşivlemek va cahillikten kurtulmakla olur.