19 Temmuz 2016 Salı

SkyErciyes 2016 (60k,16.07.2016)



Koşmaya "başladığım" son altı aylık zaman zarfında, benim için pek de fena sayılmayacak bir antrenman dönemi geçirdim. Bu arada, duyurusu yapılır yapılmaz direkt ve tereddutsuz olarak kayıt yaptırdığım SkyErciyes yarışının 64 km lik parkurunun da zamanı gelmişti.

Yaristan bir gün önce, yani 15 Temmuz 2016'da Erciyes'e çıktım. Kaydımı netleştirdim, numaramı aldım, zaman içinde tanıştığım ve uzaktan bildiğim kimi arkadaşlarla görüştüm. Ardından eve döndüm, eşyalarımı hazırladım ve uykuya çekildim.

Saati tam hatırlamasam da, uykuya dalalı yarım saat kadar olmuştu ki, abimin telefonuyla uyandim. uyku sersemi, sarhoşvari bir kafayla televizyonu açtım ve darbe "kalkışmasından" haberdar oldum.

Tekrar uykuya dalmayı düşünmek nasıl mümkün olabilirdi?

Geçen saatlerin ardından, arabama binip Erciyes'e çıktım. Yarış koşulacaktı. Gece boyu sela, tekbir yayınları ve endişe ve uykusuzluk yüzünden, koşucuların bir kısmı yarışmadan vazgeçmiş, 60K koşucularının bir kısmı da kayıtlarını 25K ya kaydırmışlardı. Start saati yaklaşırken atmosfer bok gibiydi yani.

Derken 07:30 da start verildi. Başlarda garip bir ruh haliyle, nehir akıntısında savrularak ilerleyen bir dal parçası gibi, kendimi şuursuzca koşmaya çalışırken buldum. İlk kontrol noktasına kadar, neyi nasıl yaptığımı da pek bilmeden ve düşünemeden önlerde giden grupla gittim.

İlk kontrol noktası sonrası, artık koşmak istemedim. İstek olmayınca, vücut sadece yük.

Bir ara nefesimin daraldiğini hissettim. Sebep bu olamazdı elbet ama ayaklarım, bedenim ilerlemek istemiyordu. İkinci kontrol noktası ve 25K etabının bitiş noktası olan Sarıgöl'de durma kararı aldım ve iki kontrol noktası arasını yürüdüm. Sanırım, başlangıçtan 5 saat kadar sonra Sarıgöl'deydim.

Bilirsiniz, bahaneler bitmez, her zaman vardırlar. Bunları öne sürmeye pek bel bağlamayan biriyim. Sonuçta koşamadım.

Yarış ve parkur yorumum ise şu şekilde olur: Elbette, daha tecrübeli koşucuların analizi daha doğru olabilir ancak organizasyon iyi, parkur ise, büyük bölümünde stabilize yollardan geçiyor olmasına rağmen, iniş-çıkış grafiği ve geriye kalan bölümlerdeki zemin yapısı nedeniyle oldukça zorlu ve kırıcıydı. Bu, geçtiğim 25K için geçerli ama 64K nin geri kalaninin bundan eksiği olmadığı gibi, bilhassa son 20 km'de çok daha zorlu görünmekteydi. Hava, Erciyes mevsim normallerinden de sıcaktı. Koşucuların çoğu, dağın susuz olduğundan, su sıkıntısı çektiklerinden bahsetseler de, bilemiyorum, belki de dağcılık tecrübelerimden ve yanımda yeter miktarda su (2lt) taşıdığımdan dolayı, ben de böyle bir şikayet veya beklenti oluşmadı. İlk 25 km içinde birden fazla ve sunulanlar itibariyle daha zengin(!) kontrol noktaları beklediğinden bahsetti insanlar. Koşu böyle birşey herhalde... Ama bence yeterliydi.