25 Mart 2020 Çarşamba

Airbag çığ çantası hakkında

İki yıl kadar önce, Türkiye'deki heliski faaliyetlerini durduran bir firmadan kullanılmış bir airbag çanta almıştım. ABS marka bu çanta, dünyada bu işin lideri olmakla birlikte, heliski amaçlı bu çantaların yük taşıma kapasitesi gerçekten çok sınırlıydı. Ben dağcılık yaşamım boyunca hep çok hafif olabilmeye çalışan bir alpinist olmuş ve hatta 'minimalpinizm' terimini de icat etmiştim. :P Ama bu çantanın yük taşıma imkanı beni bile çok zorlamıştı ve bir şekilde ek yükleme bölümü araştırırken öğrendiğim bazı detayları yazmak istiyorum. Vereceğim bilgiler, fabrikanın resmi verileri kaynaklıdır.



Metal veya karbon, kartuşumuz bu. Ağız kısmındaki o-ringi sağlam olduğu sürece, uzun süre kullanılabiliyor. Sezon başında çantaya bir kez monte ettiğiniz kartuşu, airbagi patlatma veya uçakla seyahat etme mecburiyetleri dışında sezon boyu çantanızdan çıkarmanıza gerek yok. Çok yüksek basınçla kartuş içine basılan nitrojenin durumunu kontrol etmek de oldukça basit. Dolum yapıldığında, fabrika veya yetkili servis tarafından dolum tarihi ile birlikte kartuşun brüt ağırlığını gösteren bir etiket kartuş üzerine yapıştırılıyor. Kartuşun 'ağırlığı' + veya - '5gr' değişmiş ise çok küçük bir rakam karşılığında eski boş kartuşu ve patlatma kulpunu veriyor, kullanıma hazır yenisini alıyorsunuz. 
Solum sekiz yıl önce yapılmış ama halen sağlıklı

Sarı etiket ile aynı




Patlatma kulpunun geçerli hayat süresi ise çok daha kısa. Zaten üzerinde son kullanma tarihi işlenmiş olarak gelen kulpun en fazla 3 yıl içinde yenilenmesi gerekiyor. Bendeki kartuş gayet sağlıklı görünse de kulp 5 yıl önce miyadını doldurmuş. Kulpu yenilemek için, zaten onunla birlikte kartuşu da  tazeletmek üzere vereceğimden, sezon bittiğinde müsait bir zamanda çantayı patlatacağım ve videoya kaydetmeyi düşünüyorum. Paylaşırım.









Bunun dışında dikkatimi çeken en önemli nokta, kulpu takmadan önce kesinlikle kartuşun takılmış olması gerektiği. Kulp zaten, kayak ve çığ riski olan yerler dışında sisteme takılmamalı ve bel kolonundaki cebinde durmalı. Eğer tembellik eder, kulpu sistemden ayırmazsanız ve kartuş yokken kulp bir şekilde çekilir/atarsa normalde bu hareket ile aktive olan ve kartuşu delmesi planlanan iğne zarar görür ve bu da hem masraf hem de uğraşılacak iş çıkartır kişiye.  

Bunun dışındaki tüm detay ve benim atlamış olabileceğim herşey ABS web sitesinde, internet içinde ve özellikle Youtube'da fazlasıyla mevcut.




Yılın kayak turları, kısa.

Bu yıl kayak sezonu gerek karın yağdığı zamanlar, gerekse benim seyahat durumlarım nedeniyle çok da parlak değildi.

Erciyes'e gittim.




Cheers mate!





Bulgaristan'da Peak Kom diye bir yere gittik. Güzel ağaçlar içinde, yaklaşması görece kolay ve farklı bir deneyimdi. yaklaşık 1,5 saat tırmanmak güzelken ardından kayış oldukça kısa ve sonrasında bağlandığı uzun düzlük oldukça kısaydı. Bizim Türkiye'deki dağlar ve dağ kayağı imkanlarımızın ne harika olduğunu bir kez daha farkettirdi bana. Örneğin Erciyes, elbetteki tırmanması öyle pek kolay değil, lifleri kullandıktan sonra durumunuza göre 3 ila 5 saatte, 3900 m civarlarındaki zirveye çıkıyorsunuz ve tabi daha güzeli ardınan yaklaşık 2000 m irtifayı tamamen inecek şekilde sürekli kayma imkanı veriyor size. Nefis.

Peak Kom


Ardından çok kısa Aladağlar yaptık.


Hodgkin-Peck Kulvarı harika görünüyor
Mangırcı Vadisi



Erciyes'e çıktım. Zemin şartları inanılır gibi değildi. Geçen yıl hemen hemen aynı tarihte, kayak kramponu bile takmaya lüzum görmeden zirveye çıkmış ve kayarak inmiştim. Bu yıl şartlar o kadar kötü, zemin öylesine donuk ve sertti ki  daha kulvarın hemen girişinde kayak kramponlarımı taktım. Biraz yükseldim ancak çok dik ve mermer gibi sert zemin kramponların düzgün kullanımına izin vermiyordu. Yeni kayaklarımın da geniş oluşu, zemine uygulayabildiğim momenti düşürüyor ve beni çok zorluyordu. Bu da beni  çok yavaşlattığı için kayakları çıkarıp, sırtıma almanın daha doğru olacağına karar verdim. Böyleliyle daha dik ve hızlı yükselebilecektim. Buraya kadar herşey doğruydu ama zemin o kadar sertti ki, ayaklarımın ucu için güvenilir, minik bir yer açabilmek için en az 2 hatta 3 kere tekmelemem gerekiyordu. Bu eylemi Hörgüç Kaya'ya kadar her seferinde yapmak, sırtta ağır kayaklar ve ayakta oldukça ağır botlarla gerçekten zor ve çok yorucu oldu. Ek olarak, ne ayağımda krampon ne de elime kazma vardı. Herhangi bir denge yitimi ve düşme durumu hiçbir şekilde istemeyeceğiniz bir şey olurdu. Bölgeyi, oradaki dikliği bilenler beni anlayacaktır. O mermer gibi zeminde birkaç yüz metre boyunca düşmek istemezsiniz. Ürkütücüydü.



Yukarı çıktıktan sonra rahatlayacağımı, inişin güzelce kayarak olacağını düşünmüştüm ama yanılmışım. Şeytan Deresi'de aynı durumdaydı. O eğimdeki bir mermer zemin üzerinde kaymaya teşebbüs etmek keyiften çok tedirginlik veriyordu. En azından benim için...


Bir hafta kadar kötü giden havanın ardından, güze kayak koşulları umarak 22 Mart tarihinde Erciyes Hacılar tarafında gittim. Dağ mükemmeldi. Biraz geç, saat 11:00'e doğru gitmeme rağmen dağ o kadar tenhaydı ki, koca dağ ve tesis benim için açılmış gibi hissettim.


Ve kar koşulları kelimenin tam anlamıyla mükemmeldi. Gondoldan iner inmez pist yanındaki bol kara girebiliyor, ortadaki küçük bağlantı için pisti kullandıktan sonra tekrar pist dışına çıkıp, en aşağıya kadar yine nefis toz ve bol kardan devam edebiliyordunuz. Hissettiklerimi şöyle ifade edersem herhalde yanlış bilgi vermiş olmam: Erciyes kayak tesislerinde, kışın bile böyle şartlar görememiştim ben! Ve evet tarih 22 Mart 2020 idi.

Ardından aldığım bir haberi değerlendirdim ve daha önce hiç kayma imkanı bulamadığım, üstelik bu yıl da kaçırdığımı düşündüğüm Ottoman liftine gittim. Hacılar Hisarcık bağlantısı bu yılın tamamında olduğu gibi kopuktu ve kayarak gitme imkanım olmadı. Araba ile geçtim.

Burada da pist dışı kaydım. Daha çok kayakçı vardı ama lifte yalnız binmeme engel olacak kadar değil. Sanıyorum dört tur kadar kaydım, saat 14:30'a yani liftin kapanma saatine yaklaşıyordu ama ama sıcak nedeniyle ıslanıp, yumuşayan kar ve bolca bırakılan izler nedeniyle zaten kayış keyfi kaçmıştı. Hisarcık tarafı daha iyiydi ama Ottoman'ı da görmüş oldum.

Kaçkar, Erzurum ve belki de Van'ı  içeren bir doğu seferi planlamıştık ama ciddileşen Covid-19 salgını nedeniyle iptal ettik.