5 Ocak 2009 Pazartesi

The Dome


Bu duvar, Sofya Universitesi Rektorluk!!! binasinin dort kosesinde bulunan 4 kubbeden birinin icine insaa edilmis. Bildiginiz, su oksitlenince yesile donup harika bir goruntu veren bakir kubbelerden iste..

Calisma saati olarak ya sabah 07:30-10:00 arasi gidebilir ya da aksam 17:00-21:00 arasi takilabilirsiniz. Gun ici, tirmanisi 'ders olarak alan' univerite ogrencilerine ait. Bu tarz duvarlara sahip her sehirde gorebileceginiz gibi tirmanicilar bir nevi android.

Dogrusu, ne bu plastik savascilarinin muthis performans gosterileri ne de salonun guzelligi degildi beni etkileyen. Ama sabahin o erken saatinde, islerine gitmeden evvel buraya gelip tirmanma azmini gosteren bu gencler cok hosuma gitti dogrusu. Yedi milyonluk Bulgaristan' da dagcilik ve tirmanis muthis sekilde kitlelere yayilmis. Kimi insanlar sadece bu salonda takilmaktan ibaret bile olsa tirmaniyor, hem de cok cok iyi tirmaniyor.

Benim de agzim, antrenmansizligin otesine gecmis, artik gucten dusmus ve agirlasmis vucudumla dotume dondu epey ama pek renk vermemeye calistim. Iyi kotu beni taniyan arkadaslarin gaziyla, tesadufen olusmus bir catlak rotasinda da, yeni yasaklar ;) ekleyerek, ellerimin sirtini biraz yuzdurmek pahasina yerel genclere, biz alpin irk Turklerin de neler yapabilecegine birkac ornek verdim. Ama bazi yerellerin guc ve dayanikliliklari gorulmeye degerdi dogrusu.

Neyse, eninde sonunda bir yapay duvar bu. Ne kadar kassam da yazacak cok bisey bulamiyorum hakkinda. Hangi yapay duvar, gercek bir kayaya dokunmak ve disarda olmak gibi hissettirebilir ki?

Bu konuda hemfikir oldugumuz birkac cok degerli arkadasimla konustugumuz gibi;

Eger tirmanis sadece boyle birsey olsaydi, muhtemelen tirmanmaz, gider daha heyecanli buldugum bir spor yapar, mesela golf falan oynardim!!!

Hiç yorum yok: