Bu yıl kayak sezonu gerek karın yağdığı zamanlar, gerekse benim seyahat durumlarım nedeniyle çok da parlak değildi.
Erciyes'e gittim.
Erciyes'e gittim.
Cheers mate! |
Bulgaristan'da Peak Kom diye bir yere gittik. Güzel ağaçlar içinde, yaklaşması görece kolay ve farklı bir deneyimdi. yaklaşık 1,5 saat tırmanmak güzelken ardından kayış oldukça kısa ve sonrasında bağlandığı uzun düzlük oldukça kısaydı. Bizim Türkiye'deki dağlar ve dağ kayağı imkanlarımızın ne harika olduğunu bir kez daha farkettirdi bana. Örneğin Erciyes, elbetteki tırmanması öyle pek kolay değil, lifleri kullandıktan sonra durumunuza göre 3 ila 5 saatte, 3900 m civarlarındaki zirveye çıkıyorsunuz ve tabi daha güzeli ardınan yaklaşık 2000 m irtifayı tamamen inecek şekilde sürekli kayma imkanı veriyor size. Nefis.
Ardından çok kısa Aladağlar yaptık.Peak Kom |
Erciyes'e çıktım. Zemin şartları inanılır gibi değildi. Geçen yıl hemen hemen aynı tarihte, kayak kramponu bile takmaya lüzum görmeden zirveye çıkmış ve kayarak inmiştim. Bu yıl şartlar o kadar kötü, zemin öylesine donuk ve sertti ki daha kulvarın hemen girişinde kayak kramponlarımı taktım. Biraz yükseldim ancak çok dik ve mermer gibi sert zemin kramponların düzgün kullanımına izin vermiyordu. Yeni kayaklarımın da geniş oluşu, zemine uygulayabildiğim momenti düşürüyor ve beni çok zorluyordu. Bu da beni çok yavaşlattığı için kayakları çıkarıp, sırtıma almanın daha doğru olacağına karar verdim. Böyleliyle daha dik ve hızlı yükselebilecektim. Buraya kadar herşey doğruydu ama zemin o kadar sertti ki, ayaklarımın ucu için güvenilir, minik bir yer açabilmek için en az 2 hatta 3 kere tekmelemem gerekiyordu. Bu eylemi Hörgüç Kaya'ya kadar her seferinde yapmak, sırtta ağır kayaklar ve ayakta oldukça ağır botlarla gerçekten zor ve çok yorucu oldu. Ek olarak, ne ayağımda krampon ne de elime kazma vardı. Herhangi bir denge yitimi ve düşme durumu hiçbir şekilde istemeyeceğiniz bir şey olurdu. Bölgeyi, oradaki dikliği bilenler beni anlayacaktır. O mermer gibi zeminde birkaç yüz metre boyunca düşmek istemezsiniz. Ürkütücüydü.
Yukarı çıktıktan sonra rahatlayacağımı, inişin güzelce kayarak olacağını düşünmüştüm ama yanılmışım. Şeytan Deresi'de aynı durumdaydı. O eğimdeki bir mermer zemin üzerinde kaymaya teşebbüs etmek keyiften çok tedirginlik veriyordu. En azından benim için...
Bir hafta kadar kötü giden havanın ardından, güze kayak koşulları umarak 22 Mart tarihinde Erciyes Hacılar tarafında gittim. Dağ mükemmeldi. Biraz geç, saat 11:00'e doğru gitmeme rağmen dağ o kadar tenhaydı ki, koca dağ ve tesis benim için açılmış gibi hissettim.
Ve kar koşulları kelimenin tam anlamıyla mükemmeldi. Gondoldan iner inmez pist yanındaki bol kara girebiliyor, ortadaki küçük bağlantı için pisti kullandıktan sonra tekrar pist dışına çıkıp, en aşağıya kadar yine nefis toz ve bol kardan devam edebiliyordunuz. Hissettiklerimi şöyle ifade edersem herhalde yanlış bilgi vermiş olmam: Erciyes kayak tesislerinde, kışın bile böyle şartlar görememiştim ben! Ve evet tarih 22 Mart 2020 idi.
Ardından aldığım bir haberi değerlendirdim ve daha önce hiç kayma imkanı bulamadığım, üstelik bu yıl da kaçırdığımı düşündüğüm Ottoman liftine gittim. Hacılar Hisarcık bağlantısı bu yılın tamamında olduğu gibi kopuktu ve kayarak gitme imkanım olmadı. Araba ile geçtim.
Kaçkar, Erzurum ve belki de Van'ı içeren bir doğu seferi planlamıştık ama ciddileşen Covid-19 salgını nedeniyle iptal ettik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder